• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://tr-tr.facebook.com/tibbibitkileridogrukullanmarehberi
  • https://twitter.com/bitkisandigi


Yanıbaşımızdaki Yaban

YANIBAŞIMIZDAKİ YABAN

Bu yazımız Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi son sayısında yayımlanmıştır.



Şöyle dikkatle nazar ettiğimizde önemli olan her şeyin yakınlıkla ilişkili olduğunu görürüz. Birçok kadim öğretide iyi ve güzel olanları da yakınımızdan başlayarak uzaklara yaymak gerektiği salık verilir. Yakından uzağa doğru zincirlenerek çoğalan bir iyilik gerçek iyiliğin nüvesini oluşturur.

Tabiatta da bu hususu görebiliriz. Çevremizde en yaygın ve yaygınlığı nispetince de zıt bir tanımlama ile “yabancı ot” olarak adlandırdığımız bitkiler bizlerin ihtiyacı olan şifayı ve gıdayı bir bütün olarak içlerinde barındırırlar. Yakınımızdakine ne kadar uzak olduğumuzun göstergesi olan bu “yabancı ot” adlandırmasını da sanırım “en yakındaki dost yardımcı ot” olarak değiştirebiliriz. İsimleri gibi kendileri de güzel ve faydalı olan bu bitkilerin başında çobançantası, karahindiba, ballıbaba, labada, ebegümeci, sinirliot, gelincik, kuş otu isimlerini sayabiliriz. Bu grup bitkilere baktığımızda dikkatimizi çeken bir diğer nokta ise yenilebilecek taze gıda bitkilerinin mevsim şartları gereği yetişme imkânı bulamadığı kış aylarında (Kasım – Mart arası) bulunabilmeleridir. İstemediğimiz yerde, istediğimiz zamanlarda yanı başımızda bitiveren bu dost bitkilere ne kadar haksızlık ettiğimizi öğrendikçe anlıyoruz.

Genel kullanım alanlarını şöyle sıralamak mümkün:
Tıbbi bitki olarak tedavide kullanılırlar.
 Baharat bitkisi olarak yemeklere tat vermek amacıyla kullanılırlar.
 Alternatif yiyecek bitkisi olarak kullanılırlar.
 Erezyonla mücadelede önemlidirler.
 Yeşil gübrelemede kullanılırlar.

Bir hatırlatma: Gıda amaçlı toplayacağımız bitkilerin genç kısımlarını toplamalıyız. Tohuma kaçan kısımları “kart” olacağı için toplamamalıyız. Eğer pazardan alıyorsak çok emin olduğumuz bitkileri almalıyız. Aralarına zehirli bitkiler de karışabileceğinden iyice kontrol etmeden almamalıyız.
Yaygın olarak yetişen bu bitkileri tanıyalım:


 ÇOBANÇANTASI (Capsella  bursa-pastoris)
Kaldırım taşlarının araları, duvar dipleri gibi zor yaşam alanlarında yaşamayı başarabilmektedir.
Latince’de Capsella bursa-pastoris adıyla bilinir. (Capsa: Çanta, kese / Pastoris: Çoban)Türkçe'de “çobançantası, çıngırdaklıot, çemberotu, cıngıldaklıot, kuşkuşotu (Eskişehir, Sivas), kuş ekmeği, kuş mancası (Van), medik, acıgıcı (Kars), acıbici (Antalya), it pancarı, yayla pancarı, dağ marulu (Bodrum), kaya marulu, serçe gözü, kuşgözü, çıynak, çırnak, ayşecik” isimleriyle bilinir. Bütün dillerde birbirine yakın anlamlar ifade eden isimlendirmeler vardır; çoban ve kuşlarla ilgili isimlendirmelerin ortak olduğu görülür.
Dünyada 200’den fazla türü olan çobançantasının ülkemizde Capsella bursa-pastorisCapsella rubella adlarıyla bilinen  2 türü bulunur. 

Dünyada tropik bölgelerin dışında geniş bir yayılış alanına sahip olduğu bilinmektedir. Ortaçağda kanamayı durdurduğu için kan bitkisi anlamına gelen “sanquinaria” diye anılmıştır. İrlanda’da cüzzam hastaları yardım toplarken çobançantasını kullandıkları rivayet olunur.

Brassicaceae (hardagiller) familyasından 30-70 cm boylanabilen tek yıllık otsu bir bitkidir.

Yaprakları bütün, mızraksı, uzun saplıdır.

Çiçekler beyaz ve küçük olup sap uçlarında veya yaprak koltuklarında bulunur.

Hipokrat kadın hastalıklarına karşı önermiştir. Hienonymus Bock (1498 – 1554) kanama durdurucu özelliğinden bahsetmiştir. Nicholas Culpepar ergotizm (= kutsal ateş, St. Antony’s Fire) hastalığına, kulak uğuldamasına ve özellikle baştakiler olmak üzere iç ve dış yaralara karşı kullanımını tavsiye etmiştir. Lewis (1761) Materia Medica adlı eserinde sıkıştırıcı olarak tanımlamıştır.

İngiltere’de buzağıların bağırsaklarını temizleyici olarak; Amerika’da rahim düşmelerine karşı kullanılmıştır.

Tedavide kanama durdurucu, tansiyon dengeleyici, bağırsak çalıştırıcı, afrodizyak etkileri için kullanılır.

Kökleri hariç taze toprak üstü kısımlarından yemek yapılır. A, C, K vitaminleri ile potasyum ve kalsiyumca zengindir.


 KUŞOTU (Stellaria media)
Karanfilgiller (Caryophyllaceae) ailesindendir; bir yıl yaşar. Ülkemizde 6 türü bulunur. Toprak üzerinde kalan çiçekli kısmı gıda ve tıbbi amaçlı kullanılır.
 
Avrupa’da yaygın olarak kozmetik amaçlı cilt bakım ürünlerinde ve cilt rahatsızlıkları için ilaç yapımında kullanılır.
 
Tohumları Neolitik dönem mezarlarında görülen antik bitkilerdendir. Geleneksel olara
k kümes ve kuşların beslenmesinde de tohumları kullanılır.
 
Tedavide deri kaşıntıları, egzama, sedef , hemoroit, yanık, yara ve ülser tedavisinde kullanılır. Kökleri hariç taze toprak üstü kısımlarından yemek yapılır. A,C vitaminleri ile silisyum kaynağıdır.
 
Peynirli yufkalı böreği güzel olur.

Kuşotlu Börek Tarifi:
Gerekli malzemeler:
-           500 gr kuşotu   
-           Sıvıyağ
-           1 su bardağı pirinç
-           1 su bardağı süt
-           3 adet yufka
-           Yarım çay kaşığı karabiber
-           Pulbiber
-           250 gr peynir
-           Yoğurt
Tarif:
Kuşotu yıkanıp kıyılır..
 Islatılıp şişirilen pirinç ilave edilir. Peynirler ufalanıp eklenir.
Tepsi hafif yağlanıp yufkalar dizilmeye başlar. Arasına hazırladığımız iç konulur. Üzerine çırpılmış yumurta ve yoğurt sürülüp 45 dakika 200 derecelik fırına bırakılır.

KARAHİNDİBA (Taraxacum officinale)
 Papatyagiller (Asteraceae) ailesindendir; çok yıllıktır. Anayurdu Avrupa ve Asya’dır. Yılın her döneminde görülebilir; her dem taze bir bitkidir.
Tedavide ödem sökücü, karaciğer korucuyu, kan temizleyici, hazmettirici, iştah açıcı olarak kullanılır. Yaprakları tedavi ve gıda amaçlı olarak kullanılır. A, C vitamini ile kalsiyum, potasyum ve demir açısından oldukça zengindir.

Kökleri kurutulup çekildiğinde karahindiba kahvesi olarak içilir.

Yaprakları salata olarak kıymetlidir.

Çiçek sapları böcek sokmaları ve yanıkları hafifletir.

Yaprakları kahverengi kökleride mora çalan bir renk verir. Bu özelliği ile de boya bitkisi olarak değerlidir.


 KIRMIZI BALLIBABA (Lamium purpureum)
Ballıbabagiller (Lamiaceae) ailesindendir; tek yıllıktır. Gen merkezi Avrupa ve Asya’dır. Tedavide kadın hastalıkları için kullanılır. Çiçekli toprak üzeri kısmı tedavi ve gıda amaçlı kullanılır.
Birçoğumuz arıların çiçeklerden bal alma deneyimini küçüklüğünde ballıbaba çiçeklerini emerek denemiştir. Bu deneyimle ballıbabanın bal verici bir bitki olduğunu o yaşlarda öğrenmişiz.

Hardallı Ballıbaba
Gerekli malzemeler:
2 avuç hardal
1 avuç ballıbaba çiçek uç kısmı
2 yemek kaşığı zeytinyağı
2 yemek kaşığı üzüm sirkesi
1 tatlı kaşığı hardal sosu
Tarif:
Hardal ve ballıbaba çiçekleri yarım saat sirkeli suda bekletilir. Zeytinyağpı, üzüm sirkesi ve hardal sosu beraber çalkalanıp karıştırılarak sos hazırlanır. Salataya ilave edilir.

Nazım Tanrıkulu

Yorumlar - Yorum Yaz
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam113
Toplam Ziyaret656911